9 Aralık 2007 Pazar

Richard Cheese ile Farklı Bir Müzik

Her yıl yaptığım yurtdışı kamplarında bir sürü yeni deneyimler edinip yeni şeyler ediniyorum. Yeni gruplar ve şarkılar da bunlar arasında. Bu yıl gittiğim Almanya’daki kampta da Richard Cheese’i böyle keşfettim. Sevgili Julie’nin CD’siyle kulağımı ziyaret etmeye başlayan bu şarkıcı, normal bir müzik yapmıyor. Nasıl yani?
Richard Cheese takma adını kullanan Mark Jonathan Davis aslında bir komedyen. Amerika’da her yerde bulunabilen bar stand-up’çılardan biri aslında kendisi. Ama farkı, Lounge Against the Machine adlı grubuyla modern pop, rock, rap parçalarının lounge versiyonlarını ya da amiyane tabirle kaplamalarını yapıyor. Yine mi anlamadınız? ‘Rape Me’nin Frank Sinatra tarafından söylenildiğini düşünün. Şimdi kafanızda bir şeyler canlanmaya başlamıştır eminim.
Richard Cheese’i sevmemin asıl nedeni iki türü de aynı zevkle dinliyor oluşum. Yani Frank Sinatra, Nat King Cole’u Nirvana, Gun’s N’Roses, U2 kadar zevkle dinliyorum ve Cheese bu iki türü harika biçimde birleştiriyor. Mesela Nirvana’nın ‘Rape Me’si ya da U2’nun ‘Sunday Bloody Sunday’ini nerdeyse orijinaliyle yarışacak şekilde yorumluyor. Daha bir sürü şarkıda harikalar yaratıyor ve o şarkıya yepyeni bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Bu arada şarkıları kısa tutmaya özen gösteriyor ve böylece abartıp baymıyor. Örneğin, Kelis’in ‘Milkshake’ini sadece 48 saniyede yorumluyor.
Ayrıca, komedyenlik yeteneğini konuşturup şarkılarla ve asıl yorumcularıyla dalgasını da geçiyor. Britney Spears’ın ‘Crazy’si bu yönden süper bence. İşte şarkıdaki monolog: “You know, ladies and gentlemen, Britney Spears is such a remarkable recording artist. She’s not a singer, she’s a writer, she’s a composer her own music, she produces her own albums, she directs, she pornographs, she is, a virtue industry called, an artist, she’s so multi-talanted, so… so… so… God, I’m wanna fuck her!” Fazla mı sizce? Bence çok yerinde. Eğer çok küfür sevmiyorsanız, dinlememeniz sizin için yararlı olacaktır. Çünkü çoğu şarkısında ‘Fuck’ kelimesi açık biçimde geçiyor. Aslında böyle olmasının asıl sebebi Amerikan müzik piyasasının aynı eğilim içinde olması ve bir komedyen olarak Cheese’in bunları kullanması. Başka bir detay da çoğu rock, rap şarkısında arada yuvarlanıp fazla işitilmeyen ‘Fuck’ kelimesinin lounge türünde aşikar olması.
Bu arada ‘Star Wars Catina’, ‘We are the World’ gibi çok eğlenceli parçaları da bulunmakta. Bahsedilmeye değer diğer önemli şarkılarıysa: The Clash-‘Rock The Casbah’, Pink Floyd-‘Another Brick in the Wall’, Madonna-‘Material Girl’, Radiohead-‘Creep’, Michael Jackson ft. Paul McCartney- ‘Girl is Mine’, Michael Jackson-‘Beat It’, Outkast-‘Hey Ya’, Blink 182-‘What’s My Age Again’, Frankie Goed to Hollywoord-‘Relax’, Oasis-‘Wonderwall’.
Richard Cheese’in farklı bir şey yaptığı açık. Belki herkese hitap etmiyor olabilir ama kendi yarattığı alanda çok güzel bir iş çıkarıyor. Düğünlere de çıktığını öğrendiğim Cheese, performansıyla bambaşka deneyimlere kapı açabilecek biri. Keşke Türkiye’ye gelse de, şöyle eğlencelisinden 2-3 saat geçirsek. Fena mı olur?

Hiç yorum yok: