30 Aralık 2010 Perşembe

Blue Valentine

Blue Valentine belki bir başyapıt değil. Hatta kimi yönlerden iyi bir film olmadığını da söyleyebilirsiniz. Çok fazla yakın plan var, kimi yerleri havada kalıyor, bazı tempo sorunları mevcut ve (nedense en gıcık olduğum nokta) kendini çok ciddiye alıyor.

Ama........

Evet büyük bir 'ama'sı var filmin. Çok doğal ve gerçekçi. Zaten bazı tempo sorunlarının sebebi de gerçekçiliği. Hayat gibi dengesiz planlanmış.

Film o kadar gerçekçi ki bir erkek olarak bir kadına neden asla güvenmemem gerektiğini hatırlattı bana. Çok etkiliyor ama o kadar yavaş yapıyor ki bunu izlerken anlamıyorsunuz, ne zaman film bitiyor, o zaman kafaya dank ediyor.

Kızları nasıl etkiler bilemiyorum (sinemada yanımda oturan iki kız da biterken ağlamaklıydı ve yerlerinden kalkamadılar) ama benim için daha önce tatmadığım kadar sinir bozucuydu. Ama bunun sebebi, olayın direkt hayatın içinden olması ve kendinize acımanıza sebep olması.

Bu filmin üzerine Boğaz'da bir banka oturup, acı bir şarkı açıp derin derin efkarlanmalı. Çok pis bir film ya!

Hiç yorum yok: