1 Ocak 2011 Cumartesi

2010'un Özeti

2010 da bitti. Yıl sonlarında liste yapmak modadır. Kimi öyle olduğu için yapar. Kimiyse fırsat bu fırsat diye, yılı şöyle bir gözden geçirir. Ne olmuş, ne bitmiş, bir muhasebe yapalım diye. İkinci şıkkı yapacağım ben de. Bakalım, 2010 da neler olmuş:

2010'un ilk ayları bol mülakatla geçti. Hayatımdaki tekdüzelikten kurtulmak için ve biraz da hiç kimseyi görmemek adına aldım çantamı Paris'e gittim. Kafamı dinledim, kendime biraz çeki düzen verdim. Bahaneyle birkaç müze gezdim, kültürümü zerre olsa da artırdım. Gelince istediğim teklifi aldım: İşimi ve şehrimi değiştirdim.

Ardından ev sorunları oldu. Neyse ki yakın vakitte evimi de buldum, onu da kurdum. Yeni işimde yeni bir konuya yönlendirildim. Fena da olmadı, NVH-CAE (bilgisayar destekli ses ve titreşim analizleri) mühendisliğine yöneldim. Şimdi de o konuda kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Uluslararası olmaya aday bir projede de bunu uygulamaya koymaya çalışıyorum.

Kişisel anlamda, İstanbul beni çok rahatlattı. Bazı sorunlarımı çözdü. Darısı diğerlerinin başına. Ama 2010, istendiğinde her şeyin bir şekilde olduğunu hatırlatması bakımından önemliydi.

Hobi konusunda verimsiz bir yıl dahaydı. Her geçen yıl daha az yazabiliyorum, aklıma sürüyle fikir gelmesine rağmen. Yine de uzun yıllar sonraki ilk hikayemi bu yıl yazabildim. Harika değildi ama yazı stilim istediğim şekle girdi bir şekilde.

Sinema bakımından vasat bir yıldı. Kosmos, Bal, Toy Story 3, Inception, Black Swan ve Blue Valentine yılın az sayıdaki akılda kalıcı filmleriydi. TV yapımları ise atağa kalktı. Arka arkaya birkaç diziye başladım. Hepsi de başka bir yönüyle beni bağladı: Bored to Death, hınzır mizahıyla; Breaking Bad, akılcı hikayesiyle; Entourage, Hollywood'u dikizlemesiyle; Broadwalk Empire, dizi standartlarını sinemayla aşık atacak hale getirmesiyle ve Dexter, aksiyonu farklı kurgulamasıyla aklıma yer etti. Ama Mad Men'in yeri hala daha ayrı.

Müzik açısından vasat bir yıldı. Malt, Kargo & Mirkelam, Melis Danişmend ve Gürol Ağırbaş'ın son albümleri uzun zaman dinlenebilecek sayılı albümlerden oldu. Bunlara belki Yonca Lodi ve Lady Gaga'yı katabiliriz.

Böylece 2010 bir şekilde sona erdi. Hayata dair ümitler 2011'de de devam edecek. Tanrı'nın bizi utandırmayacak bir hayat yaşatması ve en önemli unsur olan gerçek aşka ulaşma ümidiyle...

Hiç yorum yok: