9 Ağustos 2008 Cumartesi

Öylesine Notlar

  • Kuşadası’nda evden çıktık, Davutlar tarafına gidiyoruz. Long Beach’in girişinde tipik Ege pazarı kurulmuş. Pazarın girişine kemer yapmışlar, üstünde de yazı ‘Sosyete Pazarı’. Burası normal. Yanında bir kemer daha var, üstünde de ‘Society Bazaar’ yazıyor. Hoppa, orada dur bakalım. Yazıyı bariz İngilizcesi kıt biri çevirmiş. Çünkü ‘sosyete’ Türkçe’de belli bir kesimi ifade ediyor ama ‘society’ İngilizce’de ‘topluluk’ demek. Böyle bakınca komik tabii. Peki ne olmalıydı derseniz cevap ‘High Society Bazaar’ olur.
  • Dün ilk defa özel bir plaja, yani beach’e gittim, efem. Tabii Kuşadası’nda olduğundan pek kalabalık değil ve ünlü de yok. Kadınlar Denizi bitimindeki Miracle Beach Club’taydım. İlk falso çok merdiveni olması, bir arkadaşımın dediği gibi asansör lazım. Ortam ferah, şezlonglar, minderler her yerde. Sıkıldın, bahçe masaları var, bar kenarı sandalyeler var. Yayıl yayılabildiğin kadar. Tabii Kadınlar Denizi olduğundan deniz harika. Giriş 15 kafa, bir yerli içki dahil. Biraz yattım, sıcak geldi. Gölgeye kaçtım, kitap okudum, pek keyif vermedi. Ipod’a el attım, yok, hiç dinlenmiyor. Son seste bile DJ’in müziği kulaklarında. Bası öyle coşturmuşlar ki kabinin altında tuvaletler var, bangır bangır titriyor. Tek çözüm muhabbet. Allah’tan mahalleden birkaç elemana rastladım da vakit geçti. Arkadaşlarınla gideceksin, muhabbet, tavla, bira, deniz gidecek. Öbür türlü çekilmez. Ayrıca duşları kötüydü mekanın.
  • Tatil başka bir şey harbiden. Kafamda bir sürü derdim var ama hiç aklıma gelmiyor. Bazen geliyor, direk dümen kırıyorum. Hele yüzerken kafamda bir hayal gidiyorum balıklama. Hakkaten çok garip.
  • Kuşadası çok acayip olmuş. Dönmelere benziyor. Hiçbir şeye benzemiyor ama bir şey. Her taraf ev, insan ama baktığında boş geliyor. Çok dağınık desem Bodrum daha dağınık. Başka bir faktör var ama çözemiyorum. Yine de denizi harika. Kafa dinlemek için de süper. Bakın, ne zamandır yazamıyordum, neler yazıldı.
  • Bugün Pekin 2008 açıldı. Tören enfesti. Zhang Zyi döktürmüş. Adamlarda binlerce yıllık kültür de var, dopdolu bir tören hazırlamışlar.
  • Yine olimpiyat töreninde enfes bir havai fişek şov vardı. “İşte budur!” dedirtti. Hele Türkiye’de havai fişek o kadar ayağa indi ki ben bıktım. Önüne gelen atıyor, yok doğumgünü, yok düğün, yok bilmemne. Oysa belli günlerde adam gibi atılsa hem cazibesi hem de manası artar. İşin kötüsü her yer adam gibi de atamıyor, piç oluyor güzelim fişekler. Çok yanlış.
  • Çarşamba harika bir deniz vardı Kadınlar Denizi’nde. Bir güzel yüzdüm, tam çıkarken ayağıma bir şey çarptı ve anında acımaya başladı. Eve gittim, babama baktırdım, “Çizilmiş, abartma!” dedi. Ama acı artmaya başladı. Giyinip oturdum öylesine. Komşumuz halimi görünce, ne olduğunu sordu. Anlatınca Çarpan Balığı’na çarptığımı söyledi. Bir leğene sıcak su koyup, üzerine de tendir diyot damlatıp ayağımı sokmamı söyledi. Gerçekten acımı azalttı bu işlem, babam da durumu abartmadığımı anladı. Acı 2-3 güne geçti. Bu arada bu balık sadece düzgün denizlerde olurmuş, dikkat!

Hiç yorum yok: