9 Haziran 2009 Salı

Sayıklamalar - #3

  • Haftasonu benim evde üniversite grubu toplandı. 6 kişi eski günleri yad ettik. Sanki o günleri geri getirebilecekmişiz gibi. Lakin biraz geride durup ortamı gözlemleyince bir gariplik seziliyordu. Bir şeyler eksiti ve bu, mekandan ve reel zamandan kaynaklanmıyordu. İçimizdeki zamandı değişen. Okul sonrası beklentiler ve ihtiyaçlar değişmişti ve bu, derinden de olsa muhabbeti de etkiliyordu.
  • Yeni Türkü ne güzel demiş: "Biz büyüdük ve kirlendi dünya!" Hem gerçek anlamda hem de mecazi olarak ne kadar doğru bir saptama. Evet, saniyeler aktıkça yeryüzü daha da kirleniyor. Ama daha da önemlisi büyüdükçe biz kirleniyoruz. İçimizi bilerek kirletiyoruz. Yalan söyleyerek, kıvırtarak, maske takarak, vb. Daha da kötüsü böyle yapmamız öğütleniyor ısrarla. Geçen her yaşla, içimizdeki kirlilik temizlenemez şekilde birkiyor, tortulaşıp insanlığımızı öldürüyor. Geriye de sadece konuşabilen hayvanlar kalıyor!
  • Bir de at gözlüğü meselesi var. Her zaman denir ya "At gözlüğüyle dünyaya bakmayın!" Hepsi yalan. Bugün herkese at gözlüğü takmayı öğretiyorlar. Hoşgörüsüz, insafsız, vicdansız kuşaklar birbiri ardına yetişiyor. Etrafımdakilere baktığımda herkesin sabit fikirli olduğunu ve o fikrin dışındaki duymak bile istemediklerini fark ediyorum. Herkes kendi doğrusuna sahip ve onu savunurken her şey mübah. Böyle bir dünyada değil dostluk, arkadaşlık kurmak bile imkansızlaşıyor. Onun için belki giderek kabuğuma çekiliyorum. Eleştirilmekten değil, mantıksız ve saçma lakırdılardan bıktım.
  • 'Ben' kelimesinin olmadığı bir dil nasıl olur çok merak ediyorum!

Hiç yorum yok: