6 Şubat 2011 Pazar

Aşk Tesadüfleri Sever

Aşk filmi takıntımı, beni tanıyanlar bilir. Ne kadar klişe de olsa izlerim. Mesela bazıları vardır, buram buram klişedir ama güzel bir ritim ve damar yakalarsa sıkmadan hatta keyifle kendini izletir. Mesela Notting Hill, benim için çok önemlidir, klişe olsa da.

Issız Adam'la birlikte batılı manada aşk filmleri modası bizde de başladı. Artık her sezon birkaç yapım mutlaka görüyoruz. Bunlardan birkaçını izlemeye çalışıyorum. Hem iyi bir film çıkar ümidimden hem de Türk Sineması'nın desteklenmesi gerekliğinden. (İyi bir Türk filmine mutlaka para vermeyi kendime borç edindim, ya sinemada ya orijinal DVD'si ile)

Bu filmimiz de o kotadan radarıma girdi. Parayı verip izledim. Sonuca geçmeden bir yönetmene bakalım isterseniz:

Ömer Faruk Sorak, başarılı bir klip yönetmenidir. Vizontele, GORA ve Yahşi Batı ile star odaklı filmler çekmiş ve kendinden bir şey katmamıştır. İlk defa Sınav ile kendi istediğini yapmış, klişe de olsa eli yüzü düzgün bir gişe filmi yapmıştı. (Filmden bir tek harika soundtrack albümü kaldı!)

O yüzden filmin oldukça klişe olacağını baştan biliyordum. Haksız da çıkmadım. Film, baştan sona klişe. Ama filmin arızası bu değil. Bunu başarıyla yönetse, gayet güzel bir film yapılabilirdi mesela.

Ama film, rengini seyirciyle ısrarla belli etmek için can attığı için kendini zedeliyor. O kadar abartılı sahneler var ki...

Ama yine de hoş görülebilir. Fazla pişmiş bir yemeğe benzeyen bu haliyle kalsa 'keyifli bir film' yorumunda bulunabilirdim. Çünkü gerçekten seyircisini sıkmıyor, temposunu da koruyor, amacını da hiç kaybetmiyor.

Ne yazık ki son 10 dakikaya bu duyguyla giren bendeniz, o son 10 dakika yüzünden filme kötü diyorum artık. Daha da ilginci ne biliyor musunuz? Filmi, layığıyla bitirmek gayet kolayken, işi zora sokup batıran yönetmenin ve senaristin ta kendisi.

Filmin müzik albümü çok iyi. Alıp dinleyin, pişman olmazsınız.

Hiç yorum yok: