10 Mayıs 2011 Salı

Bir Jülide Özçelik Konseri

'Paylaşmak Üzerine' adlı yazımda belirtmiştim, Jülide Özçelik konserine gideceğimi. Nitekim o gün işten çıkıp Üsküdar servisine atladım. Cuma iş çıkışı olmasına rağmen köprü yolu bomboştu! Altunizade durağında neredeyse bomboş bir metrobüse binip boğazı seyre dalarak Avrupa yakasına geçtim. Gayrettepe'de metroya geçerek Tünel'de gün ışığını tekrar gördüm.

Eski bir arkadaşımı bekledim oralarda, orta okul ve lise arkadaşım Aylin'i. Birazdan o da metrodan çıktı. Hemen yemek dedim, itiraz etmedi. Tramvay'da oturduk, 2 yılı geçmiş görüşmeyeli. Biraz benden, biraz ondan bahsettik, eskileri anımsadık, kim neler yapıyor dedik. Güzel ve keyifli bir yemek oldu. Hem karnımızı hem de dimağımızı doldurduk.

9 buçuğa gelirken kalktık, konseri önceden söylemiştim ona. Beni Alt Nokta'nın girişinde bırakırken, "Ben de gelsem mi?" dedi, daha sorusunu bitirirken 2 bilet aldım ve içeri girdik.

Alt Nokta, İstiklal Caddesi'nde Tünel'e doğru yürürken, Galatasaray'ı geçince solda kalan House Cafe'nin sokağında. Daha doğrusu sokağın en ucunda. Caz üzerine bir mekan. Diyebilirim ki Türkçe caz yapan çoğu kişi ayda bir mutlaka burada sahne alıyor. İçerisi küçücük. 3 masa vardı, biz girdiğimizde, üçü de rezerveydi. Sahnenin önünde dört de kokteyl masası var. Biz onların birine tünedik. Bunların dışında bar ve yine küçücük bir sahneden başka da bir şey yok. En fazla 70-80 kişilik bir yer, camı yok. Kapalı alan fobisi olanlara sakıncalı yani.

Bilet fiyatı inanılmaz uygun. 20 TL! Jülide Özçelik ve arkasındaki üç müzisyen için ödemeniz gereken ücret bu kadar ucuz. İçki fiyatları da normal. Bira istedik, Tuborg şişe geldi, 8 lira. Ben 2 şişe aldım o gece. Yani 36 liraya mekandan çıktım. İstanbul'da böyle bir aktivite için şaka gibi bir para.

Konser 10'daydı ama 10 buçukta başladı. Başlamadan hemen önce başka bir arkadaşım daha katıldı aramıza. Böylece konsere hazırdık.

Jülide Özçelik'i yayınladığı ilk albümle tanıdım ben. 'Jazz İstanbul' adındaki albüm, bence harikuladedir. Özçelik'in enfes sesiyle her şarkının ayrı bir tadı vardır. Konserde ikinci albüm hazırlıklarına başladığı duyduk, sevindik.

Özçelik konsere 'Mecnunum Leylamı Gördüm'le başladı ve sakince albümdeki diğer parçaları sıraladı. Arada iki de Özdemir Erdoğan parçası söyledi. En sevdiğim şarkısını sonlara doğru söyledi, 'Bugün Neden Gelmedin?'. Belki çok depresif bir şarkı ama çok hoş, çok farklı bir tadı var. Zaten meğerse şarkının ikinci bir adı varmış, 'Saplantılı Şarkı' diye. Konser sonunda da yine 'Mecnunum Leylamı Gördüm'le bis yaparak konserini sonlandırdı. Ara dahil 2 saat sürdü.

Konser hakkında yapabileceğim ilk tanım, ferahlatıcı olduğuydu. Huzur buldum, keyif aldım. Birazcık kendi etrafında dans ederek kurtlarımı döktüm. Caz gerçekten farklı bir tür.

Konser çıkışı sokakta gençler dımtıs müziklerle parti yapıyordu, çok ters geldi bana. Caz çıkışı, tekno parti. Sonradan o partinin ilerleyen saatlerinde DJ Gazali'nin de çaldığını öğrendim ve takıldım: "Oğlum ne öyle, sokaklarda parti yapıyorsunuz, mekan mı kalmadı?"

Biz ise rahat adımlarla meydana doğu yürüdük üç kişi ve evlere doğru dağıldık.

Ayın 20'sinde yine Alt Nokta'da Birsen Tezer çıkıyor. Ben orada olacağım.


Hiç yorum yok: