13 Haziran 2011 Pazartesi

Seçim Ertesi Yorum

4 yılı önce demişim ki: "Türkiye, resmen kapitalist düzeni seçmiştir." Yazının tarihi 27 Temmuz 2007. Aradan yaklaşık 4 yıl geçti ve Türkiye, kapitalist rejimden hoşnutluğunu belgeledi. Türk halkının yarısı kapitalizme oy verdi. Burada 'kapitalizm' terimini kötü bir kelime değil, bir ekonomi terimi olarak kullandığımı vurgulamalıyım.

Türk halkı çok duygusaldır. Bir de buna Türkçe'nin elastikliğini ekleyince her kelimenin altında onlarca yan anlam peydah oluyor. Aslında kapitalizm, sosyalizm, liberalizm birer ekonomik politikadır. Her siyasi partinin de birer ekonomi programı vardır, hatta çoğu zaman parti, salt bu program üzerine kurulur. TKP, LDP yada DSP'nin olduğu üzere.

AKP de, ekonomi yörüngesinde kapitalizmi desteklediğini hiç bir zaman saklamadı. Belki, öyle değilmiş gibi davrandığı anlar olabilir ama her zaman, politikasını bu doğrultuda kurdu. Tüm icraatları da buna hizmet etmiştir zaten.

Dün itibariyle Türkiye de kapitalizm ile yönetilmeye devam etmek istediğini açıklamıştır. Demokrasiye saygı duyan birinin de buna itiraz etmeye hakkı yoktur.

Benim bu seçimde sitemim, AKP'nin neden yükseldiğini hala görmezden gelmek isteyen kişilere. Israrla bunu dine bağlamak isteyenlere, seçim öncesi rüşvetlere bağlamak isteyenlere. Öyle olsaydı, AKP'nin oy oranı %35-40 bandında kalırdı. Demek ki değil, demek ki farklı nedenler var. Çoğu kişi, hala okumadan, etmeden oturduğu yerden söz söylüyor. Konuşmakla olmuyor ne yazık ki! Zaten olmadığını da 3 seçimdir, tokat gibi suratında hissediyor o oturanlar.

Türkiye gerçeğini anlamayanlar, dünyayı takip etmeyenler (dünyayı takip etmek Obama'nın adını bilmek değildir), dünyada Türkiye'nin yerini kavrayamanlar oturdukları yerden ötmeye devam edecek ve her seçimde hüsrana uğrayacaklardır. Çünkü artık kötü de olsa demokrasi işliyor. Seçim öncesi halka görünüp kaybolanlara oy verilmiyor (%10-15 oy oranı hala böyle ama bu da zamanla eriyecektir.)

Halkın yanında olmayana oy verilmiyor artık. Herkes bunu mutlaka kabul etmelidir. AKP'nin de kurulduğundan beri her fırsatında halka indiği gerçeği göz ardı edilmemelidir. (Bu gerçek, göstermelik olma ihtimali bulunsa da gerçektir.) Aslında bir sosyalist partinin yapması gerekeni, bizzat uygulayanın bir sağ partisi olduğu ironik ama çok önemli bir saptamadır. Unutmayın ki, Türkiye seçmeninin çoğu ne sağı bilir, ne solu. Evet, kaç ihtilal yaşanmıştır bu uğurda ama onlar da halka inememiştir. Halk; yaşamak için, geçinmek için ona verilenin kıymetini bilir. Politik oyunlarda kaybolmak istemez. Sıkıştığında yardım uzatacak bir el arar. Türk solu ve 2000'lere kadar Türk sağı ne zaman halka inmiştir ki?

AKP, amacı ne olursa olsun halka inmiş ve bunun karşılığını almıştır. İlginçtir, 2003'te Genç Parti'nin yaptığı da çok yakındır ve o da bir yılda %7 oy toplamıştır. Bu bakımdan, bu seçimde CHP ilk defa pozitif politika izlemiştir. Kemal Kılıçdaroğlu, tam 81 il gezmiş 3-4 ayda. Halka dönmeden oy toplanmıyor artık. Halk seni görmeden oy vermiyor artık. Çünkü halk okumuyor, halk bilgilendirilmiyor. Biz, çevremize bakarak herkesi kendimiz zannediyoruz. Halk, köşe yazarı mı okuyor, kitap mı okuyor, tartışma programı mı izliyor, internetten araştırma mı yapıyor.

Bu seçimler artık herkesin gözünü açmalı. Bu yazıda Tayyip Erdoğan şöyledir, budur, bunu yapacaktır yazmayacağım. Olay, bu değildir. Türk solu (hatta tüm Türkiye) önce bunu anlamalıdır. Kendine çeki düzen vermeden, dönemini anlamadan, neyin ne olduğunu bilmeden 70'lerden kalma politikalarla artık bir yere varılamaz. Varılmıyor zaten, görün artık!

İzbe duvarlara politik mesajlar yazarak, grafik yoksunu afişler yapıştırarak, meydanları flamalarla kirleterek kendinizi kandırırsınız sadece.

Dün en beğendiğim yorum, CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan geldi. Diğer seçime şimdiden hazırlanacaklarını ve seçim varmış gibi halkla beraber olacaklarını söyledi. Eğer bu dediğini yaparsa kendisi ve tüm CHP teşkilatı, Türk solu için bir umut var demektir.

Hiçbir partiye üye değilim, hiçbir siyasi oluşum veya etkinlikte de yer almadım. Ama sol eğilimliyim. Çevremizi anlamadan, saygı duymadan, it dalaşına girerek hiçbir yere varamazsınız. AKP'yi alkışlamadan, anlamadan, dinlemeden, saygı duymadan, yorumlamadan yerinizde sayarsınız. Yeri geldiğinde eleştirelim, yanlışlarını bağıralım, doğrularını alkışlayalım. Unutmayın, AKP'ye oy verenler düşmanınız değil, AKP'liler canavar değil, onlar da insan, üstelik bu ülkenin insanları. Düşünceleriniz farklı olabilir, size yanlış davranabilirler, hor görebilirler. Tıpkı bir kesimin onları 70 yıl boyunca hor gördüğü gibi.

Elitist olmayın! Halkı anlamaya çalışın, anlatmaya çalışın! Okuyun, izleyin, gözlemleyin, oturmayın! Her Türk vatandaşı gibi her seçimde sandığa giderek oyunuzu kullanın!

Hiç yorum yok: