22 Aralık 2008 Pazartesi

Aklıma Takılanlar

  • Youtube: Bana başka bir ülke söyleyin ki yasaklı bir sitenin tıklanma sayısı artsın? Öyle bir ülke ki başbakanı bile “Ben de giriyorum! Siz de girin!” desin. Sonra da siz apışıp kalın!
  • Francesca Martinez: Ünlü İngiliz spastik, stand-up komedyen. Sahnedeki malzemesi kendi başına gelenler ve önyargılar. İlginç!
  • Extras: Efsane bir İngiliz komedisi daha. Loser olmanın durum komedisi de denilebilir. Asıl artısı her bölüme konuk olan ünlüler ve kendileriyle dalga geçmeleri. Favorim Orlonda Bloom ve Kate Winslet.
  • Melih Gökçek: Bu ülkeyi yönetenlerin kim olduğunu tüm çıplaklığıyla gösterdi.
  • Disco Kralı’nın 12 Aralık’taki programı: 90’ları son derece saygıyla andı. Son yıllarda her dakikasını zevkle izlediğim tek program oldu.
  • Sima – Her şeye Rağmen: Disco Kralı’nın 90’lardaki klipler sıralamasında hatırladığım enfes şarkı ve klip.
  • Woody Allen: Her seyrettiğim filmiyle şaşırtabilmesi beni büyülüyor.
  • Bant’ın 50. sayı şerefine verdiği Atatürk posteri ve stickerları: Bütün bunların sadece 7 YTL olması takdire şayan.
  • Kum saatindeki zaman mantığı: İlk defa Death in Venice filminde duyduğum ve uygulamasını gördüğüm kavram. Mantık şöyle: En başta zaman yavaş akar, tıpkı kum saatinde aşağıya düşen ilk kum tanelerinin sanki akmıyormuş gibi görünmesi misali. Ama süre bittikçe zaman akışı hızlanır, tıpkı son kum tanelerinin hızla aşağı düşmesi misali. Sonradan dikkat ettiğimde çoğu filmde zaman akışı olarak bu mantığın uygulandığını gördüm. Mesela bugün izlediğim Sonbahar bunu çok güzel kullanmış. Ayrıca cep telefonlarında şarjın boşalması da aynı mantıkta oluyor.
  • İskele ucunda denize bakan kadın sahnesi: Sonbahar’da da görünce aklıma geldi ki bu sahneyi kullananlar çoğunlukla çok iyi oluyor. Aklıma ilk gelenler Dark City ve Age of Innocence oldu.

Hiç yorum yok: