28 Aralık 2008 Pazar

Revolutionary Road

10 yıl sonra Sam Mendes yine Amerikan banliyösüne dalıyor. Banliyönün sahteliğini, dışarıdan göründüğü kadar masum olmadığını anlatmaya çalışıyor. Bazı insanlar için bu hayat tarzının dayanılamayacak bir zulüm olduğunu altını çiziyor.

American Beauty’yi yaptığında banliyö konusu çok bakirdi. Hemen öncesinde çekilen bağımsız Happiness hariç, banliyö film dünyasında mükemmeliyet ve huzurun simgesiydi. American Beauty dışarıdan mükemmel görünen Amerikan ailelerinin içine soktu bizi. Hiçbir şey göründüğü gibi değildi. Herkesin başka bir ideali vardı ama kendilerine yüklenen görevleri yaparak mutsuz oluyorlardı. Bu sahte dünyayı yok etmek içinse bazen bir kıvılcım bile yeterli oluyordu. Hemen sonrasında birkaç film ve dizi daha konuyu ele aldı. Lakin gayet bıçak sırtı bir konu olduğundan başarılı olanlar azınlıkta kaldı. Todd Fields bu tarzda Mendes gibi öne çıktı. In the Bedroom ve Little Children ile banliyö yaşamını yorumladı. İşte 10 yıllık bir aranın ardından Mendes de konuya geri döndü.

Wheeler çifti dışarıdan bakıldığında kusursuzdur: Bahçeli büyük bir ev, iki sağlıklı çocuk, satış yapan baba ile amatör oyuncu anne. Lakin bir şeyler terstir. Bu yüzden anne, April ailece Paris’e taşınıp yeni bir hayata başlamayı önerir baba, Frank’e. Frank de nefret ettiği işinden kurtulma düşüncesiyle fikri kabul eder. Böylece Wheeler çifti hazırlıklara başlar, bu sıkıcı banliyö hayatından kurtulacaklardır. Ama öngörülmeyen iki olay çiftin önüne çıkar: Frank’in terfisi ve April’in hamileliği.

Mendes yine dinamikleri çok ustaca kuruyor. Yavaş yavaş artan iç gerilimleri finalde tavana çıkartıyor. En güzeli de bunu yaparken yan karakterleri çok zekice kullanması. Yan komşular, emlakçı kadın ve deli (!) oğlu, Frank’in iş arkadaşları çok önemli görevler üstleniyorlar. Tabii performanslar da göz kamaştırıcı. Kate Winslet ile Leonardo DiCaprio Wheeler çiftinde döktürüyorlar resmen. Onlara Michael Shannon, Kathy Bates, Zoe Kazan ile David Harbour hiç ezilmeyecek şekilde eşlik ediyorlar. Ayrıca Deakins’in kamerası ile Newman’ın müziği öne çıkan öğelerden.

Son 1 yılda üzerine bayağıdır düşündüğümden olacak, aile kurumunun sahteliği üzerine yapılan bu kaliteli eser beni çok etkiledi. Dışarıdan bakıldığında tekdüze, yavaş ve American Beauty’nin farklı bir kopyası gibi gözükebilir ama sizi temin edebilirim ki bambaşka duygularla salondan ayrılacaksınız. Hele son 30 dakikanın dakik kurgusuna hasta olacaksınız.

Oyuncular: Leonardo DiCaprio, Kate Winslet, Kathy Bates, David Harbour, Kathryn Hahn, Zoe Kazan, Michael Shannon, Dylan Baker – Görüntü Yönetmeni: Roger Deakins – Müzik: Thomas Newman – Senaryo: Justin Haythe (Richard Yates’in romanından) – Yönetmen: Sam Mendes
****1/2 G.T.: 9 Şubat 2009 Y.T.: 28 Aralık 2008

Hiç yorum yok: