19 Mayıs 2009 Salı

Sezon Finalleri

Bu yıl iş hayatının başlamasıyla beraber daha çok dizi izler oldum. Kısa süreli ve tekrar eden yapımlar hem zamanı çok ihlal etmiyor hem de zihni çok yormuyor. Bu açıdan bu yıl haftalık devam eden dizilerimin yanında eski dizileri de seyrettim. Bunlardan Extras, Battlestar Galactica ve Mad Men başyapıt kıvamında dizilerdi.

Ama bu yazıda onları değil de haftalık takip ettiğim dizileri sezonsal olarak yazmaya çalışacağım. Takip ettiğim 6 diziden hiçbiri finalini yapmadı (How I Met Your Mother resmen sonraki sezonunu açıklamadı ama umudumuz devam etmekte). Ama çoğunun 2010’da bitmesine kesin gözle bakıyorum (İkisininki kesin zaten: Lost ve Desperate Housewives). Sadece The Big Bang Theory 2011’e kesin kalacak. O yüzden 2009 güzünde yeni haftalık dizilere başlamam gayet olası. Zaten Caprica’ya kesin başlayacağım.

Şimdi de sırayla göz atalım dizilerime:

Desperate Housewives:
Yine sade bir sezonla geçirdik zamanı. Önceki sezonların aksine tavan yapan bölüm sayısı sıfırdı. Sanırım yangınlı bölümden çok şey umdular lakin 3. sezonun rehineli bölümünden ve 4 sezonun tornedolu bölümünden sonra hiç beklenmedik bir şey değildi. Edie’nin hakkı rahmetine kavuşması bile çok sürpriz olmadı. Yine de bazı bölümleriyle beni çok güldürdü ve rahatlattı. Son sezonunun sıkı geçmesini bekliyorum açıkçası.

Sezon finali ise çok klasik olmasına rağmen fena sayılmazdı. Öbür sezona fena pas atmadılar gerçi ama bu açıdan 4. sezon finalini geçemezler. Ayrıca Mike’ın evlendiği kadın Katherine çıkacak bence!

How I Met Your Mother:
Tek kelimeyle en berbat sezondu. Hem senaryosuyla hem oyunculuklarıyla hem de amacını çoktan kaçırmasıyla bir çöküşe şahit olduk. Barney ile koca sezonun gitmeyeceğini hala çakamadılar yada çakmak istemiyorlar. Bir de Barney-Robin ilişkisinin mantıksızlığıysa cabası. 5. sezon olursa evlendirecekler ikisini, herkes de o an kusacak. Anne zaten hala açıklanmadı!

Sezon finali kötüydü doğal olarak. Anne adayı sayısını bir sınıfa indirgediler neyse ki. 2 sezondur ‘Goat Story’ diye dillendirdikleri meşhur hikaye berbat çıktı, gerçekten kutluyorum.

The Big Bang Theory:
Çizgisini pek bozmadan devam eden nadide dizilerden. Tabii daha 2 sezonu olmasının ve hiçbir zaman tavan yapmamış olmasının getirileri bunlar. Kendisi asla ‘en iyi sitcom’ olarak sıfatlandırılmayacak. Buna rağmen her bölümde mutlaka 2-3 kahkaha attırmasıyla umudunu koruyor.

Sezon finali çok sıradandı açıkçası. 3. sezon finalinde de Penny’nin Leonard’ı sevdiği ima edilirse kusarım lakin.

House M.D.:
House da aynı şekilde devam ediyor. Ara sıra tempo düşse de toparlıyor 1-2 bölümde. Dizi içi dinamikler çok iyi korunuyor açıkçası. Oyunculuklar da enfes. Sonsuza kadar izlenebilir.

Sezon finali mükemmeldi. Hatta 5 sezonun da en iyi bölümüydü. Ben hep 1. sezonun 21. bölümüne hasta olurdum ama bu bölüm onu da aşmış. Hele son 10 dakikanın verdiği acının üzerine yok. O nasıl bir twisttir (Tükçesi dönüş), nasıl bir oyunculuk gösterisidir. Kalbimiz House’la.

Lost:
Ben bu sezonu sevdim valla. Karmaşıktı ama güzeldi. Her sezonun daha karmaşık olmasına alıştık zaten. 6. ve son sezon da daha karmaşık olacak, şimdiden belli. John Locke’u pek sevmezdim ama gittiğine üzüldüm.

Sezon finalini ilk izlediğimde pek sevmedim ama sonradan sevdim. Jacob olayı kafa karıştırdı tabii. 6. sezon yarı tanrılar ile kullar arasında geçecek ya zevkle bekliyoruz ocak ayını.

Star Wars: The Clone Wars:
Çok iyi değil ama benim gibi SW fanatiklerini avutabiliyor. Çoğu bölüm çok sıradan olduğu için teker teker izlenmesini önermem. En azından ben izleyemedim, 3-4 bölüm izleyince ancak SW evrenine girebiliyorsunuz. 2. sezonda yeni bir kelle avcısı varmış, inşallah işi tamamen westerne döndürmezler. Dizinin en büyük hatası çok fazla aksiyon içermesi. Biraz daha drama odaklanmalı.

Sezon finali sıradan bir bölüme göre iyiydi ama yine klişelere takıldı. Anakin-Padme ilişkisiyle ilgili bir veri verebildi hele şükür. Daha çok detay lazım bize. Yoksa dizi uzun sürmez.

Hiç yorum yok: