31 Ekim 2007 Çarşamba

Vesikalı Yarim

Nice zamandır ismini duyup izleyemediğim Türk filmlerinden sadece biri. Türk Sineması’na yapılan nankörlük ve umursamazlıktan ötürü genç nesil kendi sinemasının nelere kadir olduğunu bilmiyor, ne yazık ki. Oysa, öyle güzel filmler var ki izlemeye doyamazsınız. İşte bunlardan biri: Lütfü Ö. Akad ustanın eşsiz melodramı, Vesikalı Yarim.

Hikaye basit Yeşilçam yapısıyla başlıyor: İşinde, gücünde, kendi halinde bir manav olan Halil, bir gün arkadaşlarıyla Beyoğlu’ndaki meyhanelerden (aslında pavyon daha uygun olur) birine gider. Normalde sağa sola yaradılışı icabı bakmayan Halil, Sabiha’ya görür görmez tutulur. Sabiha da normal müşterilerine hiç benzemeyen bu adama yakınlık hisseder. Ertesi gün, Halil kendini tutamayarak yine meyhaneye gidince büyük aşkları başlar. Ama Sabiha, Halil’in evli olduğunu öğrenince ilişkileri sarsılmaya başlar…

Buna benzer hikayeleri belki de yüzlerce kere izlediğinizin farkındayım ama bu seferki çok farklı. Klişelere fazla bulaşmayan, kendi derdini sadelikle anlatan bir hikaye. Zaten film, ünlü hikayecimiz Sait Faik Abasıyanık’tan uyarlanmış. Senaryo yazma rekoruna sahip Safa Önal tarafından da senaryolaştırılmış. Hikaye ve film öyle tatlı akıyor ki izlemeye doyamıyorsunuz. Temposu hiç düşmeyen, mantık çerçevesini hiç aşmayan bir film. Sonunda da harika bir final yaparak klişelerle uğraşmadığını yine kanıtlayan bir yapım. Final sahnesi bana nedense Casablanca’yı hatırlattı, büyük bir aşkın hüzünlü bir finali gibi. Halbuki finali çift taraflı olarak da yorumlayabiliriz. Her ne kadar mutsuz gibi gözükse de bir açıdan da mutlu bir final izliyorsunuz.

Diğer taraftan 1968 yapımı film, dönemini harika kullanıyor. Mahalleleri, daracık sokaklarıyla enfes bir İstanbul filme fon oluyor. Ses kaydında ise birbirinden güzel şarkılar: Şükran Ay’ın (Savaş Ay’ın annesi) sesinden “Kimseye Etmem Şikayet”, “Kalbimi Kıra Kıra” ve niceleri. Filmin karelerine de öyle güzel uyuyorlar ki bambaşka diyarlara yolculuk ediyorsunuz. Ve tabii ki oyuncular: Güzeller güzeli, Sinemamızın Sultanı Türkan Şoray, enfes bir performans veriyor. Ağır abi de İzzet Güney, tüm duygularını tek bakışıyla ekrandan taşırıveriyor. Yıllardır Kadir İnanır-Türkan Şoray ikilisinden bahsedenler, bir de bu filmi izlesin. Yan rollerde Yeşilçam’ın emektarları. Ama nedense Aydemir Akbaş bir başka dikkatimi çekti.

Bu siyah-beyaz klasiği seyredip ülkenizin sinemasıyla gurur duymalısınız.

Oyuncular: İzzet Günay, Türkan Şoray, Ayfer Feray, Semih Serezli, Salahattin İçsel, Aydemir Akbaş – Görüntü Yönetmeni: Ali Uğur – Müzik: Metin Bükey – Senaryo: Safa Önal (Sait Faik Abasıyanık’ın hikayesinden) – Yönetmen: Lütfü Ö. Akad

***** Y.T.: 31 Ekim

Hiç yorum yok: