4 Ağustos 2009 Salı

İkilemler Denizinde Yol Almak

"Hayat, seçeneklerden oluşan bir yoldur." tanımına sahip bir felesefe vardır. Kader kavramı karşısında, insanların hür iradeleriyle eylemlerini seçtiğini ve hayatın bu seçtiğimiz kararlardan oluştuğunu ifade eder.

Şüpheyle yaklaştığım bir felsefe sistemidir kendileri ve aklıma genelde Mavi Sakal'dan 'İki Yol'u getirir.

Son zamanlarda düşünüyorum ciddi halde. Hayat hakkında, kavramlar hakkında, genel işleyiş hakkında. Ve geçen gün fark ettim ki her yerde ikilemlerle karşılaşıyorum.

Bunlardan birini geçenlerde yazmıştım: Türkiye'de bir doğu kültürü ferdi olarak doğuyoruz ama tamamen Batı kültüründe yetişiyoruz. Büyüyünce de hayatımız arabeskleşiyor böylece. Alın size ikilem. Bir tarafta bir topluğun bir parçası olan bir kişi, diğer tarafta birey olmaya itiliyor. Şu anki hükümet politikalarının ana sorunu da bu zaten: Söylemde (üç çocuk örneği gibi) doğu kültürüne atıflar, iltifatlar; icraatta (devlet kurumlarının özelleştirilmesi gibi) batı kültürünü taklit etmeler.

Bunun gibi bir sürü ikilemi günlük hayatımızda görebilirsiniz. Alın size bikaç gün önce algıladığım bir ikilem:

Bu blogta da okuyorsunuz, her zaman istediğim gibi yaşamak, bu doğrultuda, yalansız, maskesiz bir yaşam kurmak istiyorum. Ne başkalarının işleriyle uğraşmak ne de başkalarının benim hakkımda düşüncelerini duymak istiyorum. İçimden geldiği gibi davranmak, göründüğüm gibi olmak istiyorum. Yalnız istediğim gibi yaşamam için yeterli para kazanmalıyım. Bu para için de bazı şeyleri görmezden gelmeliyim, hatta kimi zaman yalan söylemeliyim. Çünkü kapitalist dünyanın kuralı bu ve benim kişisel prensiplerim bu dünyada eksi nitelikler. Doğruyu söylemek, her gördüğüne tepki vermek 'enayi' kelimesinin karşılığı artık! Ve böylece ortaya koskoca bir ikilem çıkıyor: Prensip mi, para mı?

Peki bu ikilemlerle nasıl başa çıkacağız? Hangi seçeneği benimseyeceğiz? İşte cevabı kişiye göre değişen sorular. Bana göre ise cevapları çok muğlak. Ama doğruyu konuşursam, prensiplerden biraz ödün vereceğim galiba. Sonuçta birtakım hedefler için birtakım fedakarlıklar da yapılmalıdır.

Belki ileride pişman olacağım ama bu ikilemler denizinde bir yöne doğru karar vermeliyim. İki tarafın da eksileri, artıları olacaktır, önemli olan da bunları öngörebilmektir. Benim de öngörülerim pek iyi olmadığından geriye bir tek şans kalıyor.

Hadi rast gele! Bu ikilemler denizinde hayırlı seferler!

Hiç yorum yok: