29 Eylül 2008 Pazartesi

Öylesine Notlar - 7

  • Martin Scorsese’nin ünlü Mean Streets’ini sonunda izledim. Evet, film New York’u güzel betimliyor. Evet, senaryo çok iyi ve dönemine göre oldukça yenilikçi. Evet, film Scorsese’nin ilk başyapıtı. Ama beni heyecanlandırmadı. Filmde iki şeyi beğendim: Harika diyaloglar ve Robert De Niro’nun muazzam oyunculuğu.
  • Amatör atlet olan kankam, ısrarla atletizm hakkında film arar. Dün bir tane seyrettim: Çok farklı bir konuyu anlatan bu filmin baş karakterleri iki atlet. Üstelik her ikisi de 100 metreyi 9.58 koşuyorlar. Filmin adı mı? Gallipoli, Peter Weir’ın ilk dönem çalışmalarından.
  • Sokaklardaki kedi-köpekleri bizim hayvanseverlerimiz pek sahip çıkar. Hepsi de sokaklarda kalmaya devam eder. Sonra o köpekler gelip bir çocuğu ısırır. Kıyamet kopar! Valla bir acayip milletiz!
  • Geçen gün bir araba bir köpeğe çarpıp öldürmüş. Sonra sahibi gelip sürücüden köpeğin bakım masraflarını istemiş. Yorumsuz!
  • Geçen hafta İskoçya’da bir adam bisiklete tecavüz ederken yakalanmış! Öh!
  • Empire yeni bir ‘En iyi 500 film’ listesi yayınladı. 1. film yine The Godfather. Listede pek sürpriz yok aslında. Birkaç ilk kara filmler de listeye girmiş, o kadar. Bu sonuç, yeni neslin kara filmi ne kadar önemsediğinin de kanıtı.
  • Bir ramazan mı, şeker mi tartışması gidiyor. Bahaneyle gerçek adının ikisi de olmadığını, Fıtır (oruç açma) Bayramı olduğunu da öğrendik. Benim çocukluğumda olay gayet basitti: Ramazan (Şeker) Bayramı
  • Başkasının düşüncelerine tahammül edememek sanırım sadece başbakana özgü bir özellik değil. Türklerin genlerinde var. Dünyanın kendileri gibi düşündüğünü, hareket ettiğini düşünüyoruz, en azından umut ediyoruz.
  • Sinema dergisi Yaşayan En İyi 10’ar Kadın ve Erkek Oyuncuyu seçmiş. İçlerinde doğal olarak Türk yok. Şimdi bunu bir önyargı olarak görebiliriz lakin gerçek bu. Türk oyuncular her filmde faklı bir performans sergiliyor. Kategorinin dışında bir tek Erkan Can var bence.
  • Peter Weir’ın ilk ciddi çalışması, Picnic at the Hanging Rock’u izledim. Konusu gibi çok acayip bir film. Bir grup genç kız bir dağlık alana gidiyor. Bunlardan üçü kayalıkta yürüyüşe çıkıp kayboluyor. Sonra onları aramaya çıkan hocaları da kayboluyor ve bir daha da bulunamıyorlar. Sadece biri 1 hafta sonra uyurken bulunuyor. Film bunu anlatıyor fakat arada başka yerlere de kayıyor. Hülyalı bir film, ne dediği anlaşılmıyor ya da ben anlamadım.
  • Bundan sonra zombi filmi izlememeye karar verdim. Korku filmine bir yere kadar tahammül edebiliyorum ama zombiler beni çok iğrendiriyor. Belki Peter Jackson filmleri hariç demeliyim çünkü onda kusmaya niyetlenirken güldüğünüz için olay dengeleniyor. (bkz. Braindead)
  • Lösev reklamının son cümlesi “Bir çocuktan daha önemli ne olabilir ki?” olmamalıydı bence. Reklamın güzelliğini bozuyor bence. Ses o cümleyi söyleyince otomatikman “İki çocuk” diye cevap veresim geliyor. Daha şık bir son cümle olabilirdi.
  • Firefox’un yeni versiyonuna giderek gıcık kapmaya başladım. 2-3 günde bir update ediyor. Benim bildiğim en erken 1 ayda bir update olur. Zaten history düğmesini de geri tuşunun yanından kaldırmışlar.
  • Bugün Empire’ın İngiltere baskısına göz gezdirirken sinema haber notlarında “Jenna Jameson Pregnant” notunu gördüm. Şimdi ünlü bir porno yıldızının hamile kalması, sinema haberi değeri taşır mı sizce?

Hiç yorum yok: