3 Ocak 2009 Cumartesi

Changeling ile Gran Torino

Clint Eastwood Hollywood’un en sarsılmaz yönetmenlerinden. Bir kere onu herkes seviyor. Hem eleştirmenler, hem seyirciler, hem de stüdyolar ondan vazgeçemiyor. Çünkü bir yandan durmadan üretiyor, bir yandan kaliteli, izlenilebilitesi yüksek filmler yapıyor, hem de ana akımdan hiç ayrılmıyor. Sonuçta her filmi, her kesim tarafından merakla bekleniyor.

Bu yıl Eastwood ödül sezonuna iki filmle birden giriyor. Birinde 30’lardaki polis yozlaşmasını ve anneliği ele alıyor. Diğerinde de ırkçılık konusunda bilindik ama yine de yürekleri dağlayan kelamlar ediyor.

Görüş alanımıza önce Changeling girdi. Mayısta Cannes’da büyük ödüle aday oldu lakin çok büyük fırtınalar koparmadı. Festival sonrası beklentiler azaldı böylece, kimse bir Unforgiven beklemiyordu. Aralıkta da 2009’da gösterime girmesi beklenen Gran Torino ansızın ortaya çıktı. Kendisi hariç ünlü oyuncu barındırmayan bu filmle daha iyi eleştiriler aldı.

Changeling, yapımcısının Ron Howard ve Brian Grazer olduğundan kolaylıkla tahmin edilebileceği üzere gerçek bir olayın perdeye yansıması. Eastwood, bu hikayeye Howard’ın filmlerinde asla başaramadığını yapıp ruh vermiş. Bu açıdan, Eastwood filmin en elzem öğesi oluyor. Ayrıca kulak tırmalamayan (ki Howard filmlerinde baş sorunlardan biridir) bir ses kaydını kendi besteleyerek filme başka bir artı daha kazandırıyor. Tabii Angelina Jolie’nin kusursuz performansı da cabası. Filmi izlerken kendinizi hikayeye fena halde kaptırıyorsunuz. Ama film bitince tüm o dalgalı sular da duruluyor ve geriye sadece harika geçen 2 saat kalıyor.

Gran Torino’nun sorunu ise bambaşka. Eastwood yine filmi büyük bir ruhla çekmiş. Hele finalde hüngürdeyerek ağlama şansınız bile var. Filmden sonra da bir süre ırkçılık ve getirdikleri hakkında ciddi manada kafa yorabilirsiniz. Ama bu sefer sorun iskeletin malzemesinde. Bu malzeme o kadar bilindik ki filmin ruhunun içinize işlemesine mani oluyor. Filmdeki tüm karakterler tek boyutlu bir kere. Şablonlara inanılmaz bağlı çizilmişler. Herhangi bir yazara gazi, rahip, genç Amerikalı tiplemesi yaz deseniz, filmdekileri 5 dakikada yazar. Filmdeki olaylar da bir o kadar bayat. Aklıma ilk gelen The War oldu, aynı olaylar orada da vardı. Ama Eastwood bu sefer 3 özelliğini kullanarak filmi başkalaştırıyor ve filmi iyi yapıyor: Yönetiyor, başrolde kusursuz oynuyor ve şarkısını besteliyor. Eğer ‘kötü bir senaryo en fazla ne kadar iyi yapılabilir’ sorusuna cevap arıyorsanız, bu film harika bir örnek!

Oyuncular: Angelina Jolie, Michael Kelly, John Malkovich, Gattlin Griffith, Devon Conti, Jeffrey Donovan, Jason Butler Harner, Eddie Alderson, Amy Ryan – Görüntü Yönetmeni: Tom Stern – Müzik: Clint Eastwood – Senaryo: J. Michael Straczynski – Yönetmen: Clint Eastwood - ***1/2

Oyuncular: Clint Eastwood, Bee Vang, Ahney Her, Christropher Carley, Brian Haley, John Carroll Lynch – Görüntü Yönetmeni: Tom Stern – Müzik: Kyle Eastwood, Michael Stevens – Senaryo: Nick Schenk (Dave Johannson ve Nick Schenk’in öyküsünden) – Yönetmen: Clint Eastwood - ***1/2

Hiç yorum yok: