21 Ocak 2009 Çarşamba

Zaman Kavramı ve Hayatıma İzdüşümü

Zaman dediğimiz kavram inanın çok garip. Tanımlar yetmiyor açıklamaya. Bir zaman biriminin açıklamasını mutlaka görmüşünüzdür mutlaka bir yerlerde. Çok detaylı bir tanımdır, diğer temel birim tanımlarına hiç benzemez.* Keza zamanın algılanışı bambaşka bir olaydır. Günümüze kadar kaç aklı başında bilim adamı kafa yormuştur üzerine bilinmez ki delileri hiç saymıyorum. Bir süre önce ‘kum saatindeki zaman akışı’ diye bir kavram duymuştum mesela, beni çok şaşırtmıştı. Şaşırtan yanı okuyunca saçma gelse de hayata inanılmaz şekilde ‘cuk’ oturmasıydı.**

Şahsi hayatlardaki zaman akışları da değişkendir nitekim. Çocukluk genelde yavaş geçer mesela. Büyüdükçe de akış hızlanır. Bir bakarsın, lise bitmiş! Diğer göz açışında üniversite mezunusun! Ama aralarda geçen bazı zaman dilimlerinde akış hızı değişebilir. Aşık olursun mesela, ışık hızıyla zaman geçer. Hemen ardından terk edilirsin, saniyeler geçmez olur.

Ben de son 6 ayıma baktığımda yavaşlayan bir debi görüyorum. Çocukluktaki gibi hissederek geçti zaman. Her saniyesini belledim sanki. Bu saptamayı negatif manada yapmadım, bazı koşullarda gerekli bile olabilir. Ama biraz dinamik bir hayat isteyen bir kişi olarak beni fazlasıyla sıktığını söyleyebilirim.

Neyse ki bu akış bu pazartesi değişiyor. İşe başlıyorum, böylece hafta içi 9-19 mesaim olacak ve hayatım da buna bağlı akmaya başlayacak. Genel kanı iş hayatının daha hızlı aktığı yönünde. Bakalım, benim algılamam nasıl olacak? Asıl önemlisi, bu akışı benimseyecek miyim?

Yazıyı bitirmeden, uzun zamandır kafamda netleşen bir kavramdan bahsetmek istiyorum size. Resmi kayıtlara göre doğum tarihim 9 Kasım 1984’tür. Bence bu tarih kişinin hayata hazırlık evresinin başlangıcıdır. Asıl doğum tarihi de işe başlama günüdür. Çünkü bu güne kadar hem maddi hem manevi anlamda kesin bir ihtiyaç söz konusudur. Oysa ki işle birlikte, hem bir sıfat edinirsin hem şahsi bağımsızlığını kazınırsın. (Bağımsız olmak, çok derin bir konu aslında, ayrı bir yazı daha uygun düşer.) Bu halde benim gerçek doğum tarihim 26 Ocak 2009 olacaktır.

*: 1 saniye, sezyum-133 atomunun temel enerji durumunun hiper-ince düzeyleri arasındaki geçişe karşılık gelen ışınımın 9162631770 periyotluk süresine eşit zaman birimidir. (wikipedia’dan alınmıştır.)

**: Kum saatindeki zaman mantığı: İlk defa Death in Venice filminde duyduğum ve uygulamasını gördüğüm kavram. Mantık şöyle: En başta zaman yavaş akar, tıpkı kum saatinde aşağıya düşen ilk kum tanelerinin sanki akmıyormuş gibi görünmesi misali. Ama süre bittikçe zaman akışı hızlanır, tıpkı son kum tanelerinin hızla aşağı düşmesi misali. Sonradan dikkat ettiğimde çoğu filmde zaman akışı olarak bu mantığın uygulandığını gördüm. (‘Aklıma Takılanlar’ adlı yazımdan)

Hiç yorum yok: