24 Ocak 2009 Cumartesi

Şüphe Hakkında Şüpheler (Doubt)

Şüphe, şüphe duymak, şüphelenmek! Hepimizin hissettiği bir duygu, hatta bir içgüdü. Bazen durup dururken içimize bir kuruntu düşer, meraklanırız. “Acaba?” dorusu içimizi kemirip durur.

Doğal bir his değil mi şüphe? Oysa dünyanın iki önemli kurumu, bu duygu adına saptamalarda bulunmuş. Diğer bir deyişle duygunun doğallığına karışmış, onu doğallıktan çıkarmış, kontrol altına alınmasını istemiş.

Bu kurumlardan biri dünyadaki gelmiş geçmiş ve gelecek en sağlam kurum: Din kurumu. Din kurumu demiş ki din hakkında şüphe duymayacaksın! Kafanda en ufak kuşku olmayacak! Birebir dogmalara inanacaksın!

Diğer kurumsa 17. yüzyıldan sonra atağa geçmiş bir kurum: Bilim kurumu. Bu kurum ise şüpheyi başının tacı etmiş! Bilimin ana şartını şüphe olarak belirlemiş! Bilim adamlarına kendilerinden bile şüphe duymayı öğütlemiş!

İşte 20. yüzyıla kadar, hatta 2. yarısına kadar şüpheye sadece bu iki açıdan bakılmış. Bu tarihten sonra ise bu iki köklü kurumu bile geride bırakacak şekilde, şüpheye fazladan anlamlar yüklenmeye başlanmış. Bugün neredeyse tüm insanlığın ana düsturu “Babana bile güvenme!”mek. Böyle bir ortamda şüphe, yaşamın temel duygularından biri olmuş. Oysa eskiden sadece dini ve bilimsel konularda şüphe edilirdi. Günümüzde ise en basit konuda bile şüphe duymamak bir zayıflık belirtisi!

Peki günümüzün bu temel duygusunun, iki ana kuruma izdüşümü ne olacak? Bilimsel açıdan daha yararlı olduğuna şüphem yok! Her şeyden şüphe duyan insanlığın, bilimden de kaçınılmaz olarak şüphe duyacağı çok mantıklı bir önerme. Lakin dini açıdan işler biraz karışıyor. Her şeyden şüphe duyarken, dininden (inancından) şüphe duymamak ne kadar mümkün olabilir?

İşte bu mühim ikileme Doubt değiniyor. Kesin bir cevap vermiyor, veremez de çünkü basit bir ikilem değil önümüzdeki, neredeyse bir paradoks. Bir Katolik okulunda iki rahibenin rahiplerinden şüphe duymalarını anlatıyor film. Olayları olduğu gibi anlatmayı tercih ediyor, herhangi bir yorumda bulunmadan. Lakin yorumda bulunmasa da sizi düşünceye sevk ediyor. Güç, şüphe ve din kavramlarından sizin şüphe etmenizi sağlıyor.

John Patrick Shanley’in kendi oyunundan bizzat uyarladığı ve yönettiği film, esas olarak yarattığı şüpheden destek alıyor. Filmin sonunda da sonuca bağlamayarak şüpheyi güçlendiriyor. İkincil olarak, 4 oyuncusunun verdiği olağanüstü performanslardan güç alıyor ki bu 4 performans da birer Oscar adaylığıyla ödüllendirildi. Şahsi görüşüm bu 4 adaylıktan gecede sadece Amy Adams’ın ödüllendirileceği. Bunun sebebi diğerlerinden üstün olması değil, Oscar’ın gayri-resmi kuralları ve dallardaki rakiplerinin durumu.

Doubt, tiyatroyu ve klasik tiyatro uyarlamalarını sevenlerin çok hoşuna gidebilecek bir film. Ayrıca değişik konularda, bilhassa dini konularda düşünceye (şüpheye) sevk eden filmleri seven kesime de zevk verebilir. Ama diğer seyircilere bu yavaş tempolu filmi pek tavsiye etmem. Ben ise çok beğendiğimi söyleyebilirim, rahatlıkla ‘En İyi Film’ adayları arasına girmeliydi.

Oyuncular: Meryl Streep, Philip Seymour Hoffman, Amy Adams, Viola Davis, Alice Drummond, Audrie J. Neenan, Joseph Foster – Görüntü Yönetmeni: Roger Deakins – Müzik: Howard Shore – Senaryo: John Patrick Shanley (kendi oyunundan) – Yönetmen: John Patrick Shanley - ****

Hiç yorum yok: