30 Mayıs 2007 Çarşamba

Heroes Vakası

Sanırım ekim başlarındaydı, bir gazetede Amerika’nın yeni bir diziyle kavrulduğu yazıyordu. Adı Heroes’tu ve tıpkı Lost gibi doğaüstü olaylardan kaynak alıyordu. Giderek ünlenmeye devam edince şöyle bir bakayım, dedim ve 14 bölümü 1 haftada izleyiverdim. Geçen hafta kendinden hiç beklenmeyecek kadar kötü bir finalle 1. sezona veda eden Heroes vakası bu yazının ana temasıdır.

Hikaye günümüzde, başlangıçta birbirinden habersiz, süper güçlere sahip birtakım insanlar arasında cereyan ediyor. Ana kahramanlarımız şöyle: İçinde bir şeyler olduğunu hisseden hemşire Peter; ağabeyi, senatör adayı ve uçma yetisine sahip Nathan; kendini iyileştirebilen lise öğrencisi Claire; zamanı durdurup yolculuk edebilen Japon Hiro; karşısındakinin düşüncelerini okuyabilen polis memuru Parkman; çift kişilikli Jessica/Niki; Jessica’nın her yerden geçebilen kocası ve elektronik aletleri düzelten oğlu Micah; vs. Ayrıca güçsüz kahramanlarımız var, hayatını babası gibi süper güçlü insanları bulmaya adamış Mohinder, Clarie’nin esrarengiz babası Mr. Bennett gibi. İlk sezonun ana hedefi yakın zamanda New York’ta yaşanacak bir patlamanın önüne geçebilmekti. Birbirinden bağımsız bu karakterleri birbirine bağlamaya ve sonunda da patlama engellenmeye çalışıldı tüm sezon. Son 2 bölüme kadar bence her şey güzel gidiyordu, gayet heyecanlı bir şekilde izliyorduk diziyi. Bağıntılar bir bir açığa çıkıp eksik parçalar görünmeye başlayınca diziye daha da bağlanıyordunuz. Ama son hamle olan finalde bir çuval inciri bir güzel berbat etmeyi başardı yapımcılar. Patlamayı son derece bayat bir sebeple engellediler.

Diziyi seyretmeye başlayınca ilk önce Lost havası, hemen akabinde de X-Men kokusu burnunuzu geliyor. Çok karakterli, doğa üstü olaylara dayanan konusuyla Lost’a benzemediğini kimse iddia edemez. Hatta bazı karakter benzerlikleri bile bulabilirsiniz. Sayyid-Mohinder gibi. Gözünüze çarpan ikinci önemli benzerlik de X-Men, mutant karakterlerin var olma savaşı, sıradanlaşarak diziye yansımış fakat tek kötü mutantın Sylar olması gibi bir saçmalık var. Üstelik Sylar gayet akılsız, Magneto’nun yanına yaklaşamaz. Dizinin çizgi romansı tasarımı pozitif etki yaratıyor. Buna karşın çizgi romanın sade eğlenmeye yönelik dünyasını karanlıklaştırıyor, dizi olmanın verdiği etkiyle gerçeklik katıyor. Bu da çizgi roman havasına negatif etki ediyor.

Ayrıca nedense Lost’un etkisinden sıyrılıp kendi kişiliğini yaratamıyor ve sezon bittiği halde hala bağımlı olmanın dezavantajını yaşıyor. Sezon ortasında Lost’un sıradanlaşmasına paralel Heroes’a ilgi artarken, finalde tamamen bozguna uğradı. Normal bir bölümden bile vasat olan final bölümü, herkesin beklediği patlama anını çok sıradanlaştırmasıyla büyük hayal kırıklığı yarattı. 2. sezonda kaç kişi devam eder merak konusu. Asıl soru ise nasıl devam edecekleri? Sylar ölmemiş olabilir ama tüm sezon da Sylar peşinde geçemez. Yeni sezonun gösterilen 1 dakikasında Hiro’yu orta çağ Japonya’sında gördük ama pek bir anlamı yok.

Diğer deyişle, Heroes bir bocalama evresine girdi. Bunu nasıl atlatabileceği merak konusu. Kendini kabuğunu kırıp yeni bir surete bürünmesi gerek. Bunu da ancak yeni sezonda görebileceğiz.

Hiç yorum yok: